5 Ocak 2017 Perşembe

EGE'NİN ŞİRİN KÖYÜ ŞİRİNCE

 Geçtiğimiz haftalarda arkadaşlarla Ege'nin saklı köylerini keşfetmeye çıktık. Gezinin ilk  durağı Şirince idi. Bu gezide gezdiğimiz yerlerden bazılarına ekstra yer ayırmak istedim bunlardan biri de Şirince.



Öncelikli olarak İzmir’den Şirince’ye nasıl gidilir sorusunun yanıtı için 3 alternatif bulunuyor. İzmir’den 85 km, Selçuk’tan 8 km mesafede olan köye ulaşmak için önce Selçuk’a gitmek gerekiyor. İlçeye İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden (İZOTAŞ) 40 dakikada bir dolmuş kalkıyor. Dolmuş ücreti 9 TL. Basmane Tren Garı’ndan kalkan Denizli treni, Selçuk İstasyonu’ndan geçiyor. Özel araçla ise İzmir-Aydın Otoyolu’ndan ilerleyerek, Selçuk-Efes kavşağından Selçuk’a ulaşmak ilk adım. Selçuk’tan ise Şirince tabelasını takip ederek köye kısa sürede ulaşmak mümkün.





Kuruluşu M.S 5. yy’a kadar giden Şirince oldukça zenginlerin yaşadığı bir  yermiş. İnsanlar buraya gelip kendilerini rahatsız etmesin diye köyün adını Çirkince koymuşlar. Mübadele döneminde köye Rumların yerine 1924 yılında Selanik ve çevresinden gelen Türkler yerleştirilmiş. Köyün adı İzmir Valisi Kazım Dirik’in ziyareti sonrası değişmiş. Vali kendisini köy marşı ile karşılayan öğrencilerden de etkilenip bu köyün adı bundan sonra Şirince olsun demiş.





Neyse gezi yazısı denen keyifli olur ben sizi daha fazla sıkmayayım. Sen tarihi boşver. Şirince'de nereler gezilir, ne yapılır anlat diyenleri duyar gibiyim. Şirince'nin Safranbolu evlerini andıran evleri arasındaki sokaklarında kaybolarak başladım turuma. Tüm sokakları gezmeniz birkaç saatinizi alır ancak.




Şirince'nin en meşhur yerlerinden birisi Aziz Nesin' in oğlu Ali Nesin tarafından kurulmuş olan Nesin Matematik Köyü. Burası köyün içinde yer almıyor. Yaklaşık 1 km uzaklıkta kendi başına bir yer. Burada yaz dönemlerinde çocuklara belli bir ücret karşılığında matematik dersleri veriliyor. Bir nevi yaz kampı gibi çocuklar bu sürede burada konaklıyormuş. 




Şirince iki kilise, Yunan mimari özelliklerine sahip bir ilkokul binası, sayısız çeşme ve manastır bulunuyor. Köyün özellikle girişinde yer alan Şirince Taş Mektep benim dikkatimi çekti. Burası 1996 yılından beri Artemis Restaurant olarak hizmet veriyor. İşletme sahipleri tarihi binayı Şirince Taş Mektep Müzesi’ne çevirerek köye yeni bir ziyaret yer kazandırmış. Bu müze haftanın tüm günleri açık. Ayrıca ziyaret ücreti de alınmıyor. Bunun için restaurantta yemek yemeniz de gerekmiyor.




Yemek demişken Şirince’de nerelerde yemek yenir değinmeden geçmeyelim. Açıkçası biz kahvaltımızı Dimitros Restaurant‘ta yaptık. Burası Şirince Taş Mektep’in tam karşısında yer alıyor. Kahvaltısı güzeldi ama damak çatlatıyordu diyemeyeceğim. Ben Artemis’in manzarasını tercih ederdim. Ayrıca Güllü Konakları‘nın bahçesinde de muhakkak bir kahvaltı yapmanızı öneririm.




Köyde ayrıca kumda kahve muhakkak için. Biz ilk gece Fındık Cafe‘de kumda kahvenin tadına baktık. Kahve burada yanında lokumlar ve mürver şerbeti ile ikram ediliyor. Bu güzel ikramın bedeli 7,5 TL. Ayrıca mürver şerbetini de şişe ile de satıyorlar.




“Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur” demiş Mevlana. Mürver aslında Türkiye’nin birçok yerinde yetişen, yanından geçerken dikkat etmediğimiz bir çiçek. Farkedilip değer verildiği ve mürver şerbetine çevrildiği yer ise Şirince.




Şirince’ye gittiğinizde şarap mahzenlerini ve şarap dükkanlarını gezmeyi unutmayın. Her şarap dükkanında istediğiniz kadar meyveli şarap tadabilirsiniz. İşin en keyifli kısmı bu. Onlarca şarabı bedavaya tadıp oradan tek bir şarap alarak çıkabilirsiniz. Benim tavsiyem Kıvırcık Şarap Evi’ne gidin. Kıvırcık Abimiz’in sıcak şarabından da içmeyi ihmal etmeyin. Şirince’nin en güzel meyveli şarapları kesinlikle burada!




Şirince aslında küçücük bir kasaba ancak güzelliğini korumuş mimarisi nedeniyle bütün sokaklarını dolaşmanızı şiddetle tavsiye ederim. Özellikle fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, her sokağında ayrı bir sürpriz sizi bekliyor .




Ara sokaklardan köyün tepesine doğru tırmanın, sokak aralarından çıktığınızda evinin bahçesini restauranta çevirmiş bir teyzeyle tanışacaksınız, harika bir manzarası var bu evin. Teyzenin adını hatırlasam çok daha güzel olacaktı.


Şaraplarımızıda aldıktan sonra Şirince’ye veda ederek gezimizi sonlandırıyoruz. Kısa bir yolculuğun ardından İzmir’e varıyoruz.

Siz de eğer haftasonu kaçamağı arıyorsanız, ya da canınız güzel bir serpme kahvaltı ve şarap çektiyse, mutlaka Şirince’ye  gidin.

Saygılar, Sevgiler.                         
                                                                                                     CENNET AKÇAKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder